IŞIK

MEKAN

İNSAN

MEKAN

  • Malatya'da doğup büyüdüm.
  • İstanbul'da, Bursa'da, Bangkok'ta, Bali'de, Manila'da Berlin'de ve çok sevdiğim yeşil çadırımda yaşadım. 
  • Türkiye ve dünyada 30'dan fazla ülkede 100'den fazla şehir gezdim. (Devam ediyor)
  • Türkiye'de motosiklet turuna çıktım.
  • Bali adasının neredeyse tamamını motosikletle keşfettim 7500 kare fotoğraf çektim.
  • Dünyanın en küçük ve anlatması en keyifli yanardağı Taal'e çıktım. (Okyanusta bir ada, adada bir göl, gölde bir ada, adada bir volkan, volkanın tepesinde bir göl, gölde bir ada 🙂 Doğal matruşka gibi... )
  • Türkiye'de 400'den fazla köyü gezip fotoğrafladım. 
  • Hint ve Atlas okyanuslarında aynı gün yüzdüm.
  • Kuzey kutbunda yerde 10cm buz üzerinde Rusya-Norveç sınırında kaza yapıp ölüme bi'bakıverdim.
  • Özgür Christiania'da "sihiri mantar keki" deneyip Kopenhag havaalanında triplere girdim.
  • Bali'de tapınakta yaşadım.
  • Roma ve Floransa'da 6 gün boyunca 147km yürüdüm.
  • Aklıma takılan bir kare fotoğraf için Bali'de, Bangkok'ta, Bursa'da, İstanbul'da saatlerce motosiklet sürüp tek bir kare çekip geri döndüm.
  • 100'den fazla Hindu, 50'den fazla Budist, 100'den fazla Müslüman, 50'den fazla Hristiyan tapınağını gezdim.
  • Tasarımı kendi ihtiyaçlarıma göre yaptığım ve başarılı bir şekilde çalıştırdığım kendi paraflaşımı yaptım.
  • Yine kendi ihtiyacım ve çalışma kolaylığım için, dokunmatik karanlık oda kontrol panelli ve agrandizörümü yaptım.
  • Yine kendi ihtiyacım ve kolay kullanım için paraflaş tetikleyicime yerleştirdiğim Işık Ölçer ve Renk Spektrum Analizörü yaptım.

İNSAN

80 ihtilali henüz tazeyken, ülkedeki muhalif ve isyankar havaya doğduğum için olsa gerek, herşeye isyan ediyor ve sorguluyorum. İsyan ve sorgularım çok olunca bunları anlatacak yollar arayışıyla yaşam maceram renkli ve değişken oldu. Nihayet "fotoğraflayarak" kendimi en iyi ifade edebildiğim, huzuru ve tutkuyu içeren bir yaşamım oldu.

Uzun zaman önce (2007), değerli bir dostumun "Senden fotoğrafçı olmaz" sözünü kabul edip orada noktalamıştım. Arada ilgimi ve merakımı bastıramadığım ve "ışığı" anlamak için iğnedeliği (pinhole) fotoğraflar çekip karanlık odada kağıtları yıkıyordum. Yıllar sonra tanıştığım Amerikalı fotoğrafçı Hardy Wilson hikayemi duyunca "isyan etti" ve beni yüreklendirdi. Fotoğraf hikayemi başlatan kıymetli dostum Hardy ve adı saklı dostumdan sonra üçüncü özel insan Burak Bulut Yıldırım. 

Marka takıntım yok ancak yolum Nikon'la çokça kesişiyor. Nikon D90, Nikon 5100, Nikon D7200, Nikon D750, Nikon D810, Fujifilm XPro2, Nikon Z6 ve Nikon Z7 sevimsiz menülü bir kaç Canon da dahil olmak üzere "M" modu dışında çekim yap(a)madım. Dijital dışında, siyah beyaz film takılı olarak sürekli yanımda olan Nikon F90X, Zenit 122 ve bir de Minolta'm dışında filmli makineleride kullanıyor ve kimyasal fotoğrafçılığın da keyfini sürüyorum. Siyah-beyaz fotoğraflarımı kendi karanlık odamda kendi yaptığım dijital agrandizörle kendim basıyorum ve sonucu alana kadar merakımdan sabır taşım çatlayacak oluyor. 🙂

Fotoğrafa gelene kadar yaptığım işlerde ulaştığım sonuçlar ve başarılar artık bana bir anlam ifade etmediği için, sadece serüvenimin birer parçası olarak başlıklar halinde not etmek gerekirse, Yazılım Uzmanlığı, Sistem Yöneticiliği, Koku Tasarımcılığı (Parfüm), Köpek Eğitimi...